Nilüfer Devecigil

TERAPİST │ KONUŞMACI │ EĞİTİMCİ │ YAZAR │ DANIŞMAN

Doğal ebeveynlik ve uyku

Doğal ebeveynliğin bebek ve çocuk uykusuna yaklaşımı genel hatlarıyla nasıldır?

Ebeveyn ve bebek/çocuk arasındaki sağlıklı bağlanma doğal ebeveynliğin temel taşları. Çünkü sağlıklı bağlanan bir bebek beyin gelişiminden sosyal gelişime dek her konuda ileridir.  Sağlıklı bağlanma ile bebek ilerde yetişkin hayatına geniş bir tolerans penceresi, yani zor anları, stresi tolere etme, yorumlama, hatta bunları bir öğrenme ve büyüme fırsatına dönüştürme kapasitesi ile geçmiş bulunur. O yüzden doğal ebeveynlik gece ve gündür ebeveynliğini birbirinden ayırmaz. Nasıl ki ebeveyn gün içersinde bebeğin sinyallerini duyar ve yerine getirir ise gece de aynı şekilde davranır. Bebek uyku sinyalini verir ebeveyn bu sinyali duyar ve onu uykuya yatırır. Uyku da bebeğin diğer ihtiyaçları gibi şefkatli bir şekilde duyulup yardımcı olunur.

– Bir bebeği doğru uyutma şekli diye bir şey var mıdır ? anneler/babalar bu konuda neyi kriter almalıdırlar ?

En önemli kriter kendi iç sezgilerini dinlemeleri. “Şu döneme kadar aynı odada uyut, sonrasında yan odaya geçir, 10 dakika ağlasın sonra şöyle yap gibi”  söylemler çok mekanik yaklaşımlar olabiliyor. Bu tür yaklaşımların en büyük tehlikesi uzamn görüşünü tatbik edeceğim derken çocuğun ihtiyacını kaçırmak. Her bebek, her çocuk farklıdır ve ona saygıyla yaklaşılmalıdır. Doğa yanlış yapmış olamaz. Bebeğin verdiği sinyal bir ihtiyacı tanımlar. Bebeği dinlemek yerine onu uyku eğitimi vermeye kalktığımızda kendimize şunu sormalıyız; “uyku eğitimi yaparken bu kimin ihtiyacını karşılıyor, benim mi bebeğimin mi?” Eğer cevap benim ihtiyacım ise ki bu benim çeşitli sebeblerden yorgun, uykusuz ve çaresiz olma halim olabilir,  o zaman soru “ben bu ihtiyacımı nasıl karşılarım” olmalı. Cevabı karşımdakini değiştirmek değil, uykusuz bana yardımcı olacak destekler ne olabilir sorusuna cevap aramak. Uyku eğitimi çocuğumun ihtiyacını karşılıyor mu sorusunun cevabını ise  ancak araştırarak bulabilirim. İlk aylar anne sütüyle beslenen bebek gece sık uyanır, sık uyanmalı. Anne sütündeki az kalori gece sık sık emzirmeyi gerektirir. Bu sık emme sonucu annenin artan antikorları bebeği hastalıklara karşı koruduğu gibi, uzun dönem emzirme annede meme kanserini engelliyor.  Emme dışında bebeğin anne kokusu, annenin hareketleri ve dokunmasına olan yakınlığı hem bebeğin ağlamasını azaltıyor, hem de vücut ısısını, kalori emilimini, stres hormon seviyesini ve bağışıklık sistemi hallerini dengeliyor.

Ebeveyn araştırmalı ve iç sezgilerini dikkate almalı. Ancak bebeğin ağlaması, uykuya dalması sırasında ebeveynin yaşadığı bir stress var ise o zaman içsezgiler değil geçmiş yaralar iş başında bunu unutmamalıyız. Ve böyle zamanlarda tetiklendiğimiz için aşırı tepki verdiğimizi görüp yardım almalıyız. Yardım ille de bir psikolog yardımı olmak zorunda değil, dinleyen bir dostun omuzlarında ağlamak, kendimize zaman ayırmak,kişisel gelişim desteği almak vereceğim başka örnekler. Nasıl her bebeğe aynı tarz yaklaşımı uygulamıyorsak, kendimiz için de bize iyi gelecek yol farklı olabilir.

– Ağlatma içermeyen uyku eğitimi yöntemleri hakkındaki görüşünüz nelerdir ? (uyku öncesi rutini uygulama, akşamları daha erken yatırma, günüz çok uyutmama gibi)

Bebeğin uykusunun geldiğini anlayan ebeveyn onu uykuya yatırır. Rutin bebekler/çocuklar için önemli. Benim uyku ile ilgili sorun yaşadığı için bana danışmaya gelen ebeveynlerde gördüğüm genel konular, akşam yatma zamanı gelince stress yaşayan ebeveynin stresinin bebeği etkilemesi ile uykuya dalamama, emzirerek uyutma alışkanlığından dolayı bebeğin gün içi biriken stresi ağlamayla dışa vurmasının engellenmesi. Her ailenin yaşamı farklı, eğer onların iç dünyasını anlamadan, sadece akşam daha erken yatır gibi mekanik bir söylemde bulunursak bu sefer ebeveyn eve gidip bunu uygulayıp başarılı olamayınca “ben de sorun var gibi suçluluk duygusu, ben bu işi beceremiyirum gibi yetersizlik” duygularında kaybolabilir. Ebeveyne destek vermek demek onun kendi gücünü bulup çözümüne kendinin varması. O yüzden gündüz çok uyutma gibi cevaplar vermek istemiyorum. Uykusu olan bir bebeğin sinyalini dinleme, benim uzman görüşümü dinle gibi bir yaklaşım doğal ebeveynliğe uygun değil.

– Bir anne bebeğini ne zamana kadar nerede yatıracağına nasıl karar vermelidir ? Bebeğin odasını ayırmanın bir yaşı var mıdır ? Bebeğin odasını ayırmaya karar verdiğimizde bunu nasıl yapmamız gerektiğine dair somut öneriler var mı ?

Anne baba ve bebek beraber karar vermeli. Bebeğin odasını ayırmanın bir yaşı yok. İlk günler tabii ki bebekle beraber uyumak ebeveyn için emzirme açısından daha rahat. Ancak kimi ebeveyn en başından itibaren bebeğini ayrı odada uyutmak isterse uyutabilir. Sonuçta önemli olan ailenin kendisine en uygun yöntem. Bebekle beraber uyuyup anne babanın ya da bebeğin ya da her üçünün hazır olduğunu düşündüğümüz bir zamanda odayı ayırabiliriz. Kızım Irmak 2 yaşındayken yeni bir eve geçtik ve orada ona bir oda hazırladık. İstediği zaman bizim odamıza geleceğini bilmesi için rahatça yatıp kalkacağı bir yer yatağı yaptık. İlk günden itibaren odasını yadırgamadı. 4 yaşından sonra yaşadığımız bazı sorunlardan ötürü tekrar bizim odaya geri geldi. Önemli olan altta yatan ihtiyacı anlayıp ona cevap vermek. Çünkü esas sorun yaratan bağımlı olur korkularıyla çocuğumuzun verdiği sinyali görmemek. Dr. Sears’ın bir danışanı ile yaşadığı örnekte ise ebeveynler artık bebeği kendi odasına geçirmeye hazırdır. Önce ona bir hikaye hazırlarlar; orda hikayenin kahramanı bebek anne odasından kendi odasına geçmektedir ve bundan dolayı yaşadığı yas vardır. Gerçektende hikayeyi okurken çocuk o bölümlerde ağlar, böylece bu geçişe dair yaşadığı yası dışa vurur. Sonrasında kendi odasında uykuya geçişi rahat olur.

– uzun süre anne ve babasıyla uyuyan çocuk ebeveyinlerine bağımlı hale gelir mi ?

Bu soruya bir kaç araştırma sonucu ile cevap vermek istiyorum: Lewis ve Janda (1988); 1-5 yaş aralığında ebeveynleri ile uyuyan oğlan çocuklarda yüksek kendine güven, daha az suçluluk duygusu ve daha az anksiyete görülüyor. Kız çocukları ise fiziksel temas ve dokunma ile daha rahat olmalarının yanı sıra daha yüksek özsaygıya sahipler. Bunun gibi birçok araştırmaya sizler de bakın diye burada sıralıyorum: İngilterede 1994 Heron’un çocukların beraber uyumayla stresle daha rahat baş ettikleri konulu araştırma ve 2000’de Mosenkis’in “İlerdeki gelişime çocukluktaki beraber uyumanın etkileri” başlıklı araştırması (Effects of Childhood Co_Sleeping on later development)

Bu arada bağımlılık tehlikesi hazır olmadan bağımsız olmaya itilen çocuklarda daha çok göreceğimiz bir durum. Çünkü devamlı annesinin peşinde “anne anne” diye dolaşan bir çocuk ihtiyacı karşılanmamış bir çocuk olabilir. Ya da anne kendi ihtiyacından dolayı kendi odasına geçmeye hazır bir çocuğu hala kendi yanında yatırmaya devam etmek isteyebilir. Böylece bağımsız olmaya hazır çocuğu bağımlı olarak tutmaya devam eder.

– her 35 dakikada bir uyanan, annesinin memesini uykuya geri dönmek için emen ve uykunun rem kısmını kendi kendine atlatamayan bir bebeğe nasıl yardım edilebilir ?

Burada konu rem kısmını kendi kendine atlatmak değil. Anne teknoloji yokken, rem uykusu nedir bilmezken çocuğunun uykuya dalmasına nasıl yardımcı oluyordu? Saat yokken bebeğini her 2-3 saatte bir nasıl emziriyordu? Buna benim cevabım ebeveynin çocuğunun sinyallerini dinlemesi. Uykuya dalma sırasında bebeğin ağzına anne memesi vermek niye? Neden anne memesini uykuya geri dönmek için emdiğini varsayıyoruz?

Bilinçli Bebeğin yazarı Dr. Aletha Solter gün içinde biriken stresi bebeğin ağlama ile dışa vurduğunu söylüyor. Akşam uyku öncesi stresin atıldığı en önemli zamanlar. Ancak biz bu ağlamaya izin vermeyip ağzına memeyi koyduğumuzda onunla sakinleşip uykuya daldığını varsayıyoruz. Oysa yol açtığımız henüz ağlama dışa atılmadığı için sık sık uyanan bir çocuk. Acıktığı ya da tekrar uykuya dalmak için meme yardımına ihtiyaç duyduğu için uyanmıyor. Ağlamayı dışa vuramadığı için sık sık uyanmaya devam ediyor.

Ağlamaya izin verme hali şefkatli ebeveynin kendi kollarında bebeğinin stresi dışa vurmasına yardımcı olmak. Altı temiz, karnı tok gibi fiziksel ihtiyaçlarını kontrol ettikten sonra ağlayan bebekle ilişkide kalarak “annen yanında, bugün zor bir gün mü geçirdik, ağlayabilirsin” gibi şefkatli sözlerle sakin bir duruş sergileyerek ağlamasına izin vermekten bahsediyorum. Yoksa başka bir odada kapısını kapayıp yalnız bırakılan bir çocuğun ağlaması değil bahsettiğim. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isteyen ebeveynler bilinçli bebek kitabını okuyabilirler.

– Bir bebeğin annesinin tenine/kokusuna ihtiyaç duymasıyla; başka bir şekilde uykuya dalmayı bilmediği için meme ucuna bağımlı hale gelmesi arasındaki farkı bir anne nasıl ayırt eder? Ya da aslında böyle bir fark var mıdır ?

Anne memesine, emziğe, parmağa, battaniyeye, mastürbasyona bağımlı hale gelinebilir. Bunların sebebi bebeğin/çocuğun stresi dışa vurmasına izin vermemekten geliyor. Gülmesi gibi ağlaması da bir ihtiyaç. Bebek annesinin tenine kokusuna ihtiyaç duyar. Ancak annenin kucağında öpülüp koklanmakla, memeye bağımlı hale gelmek birbirinden farklı şeyler. İstediğiniz kadar kucağınıza alın okşayın, sevginin fazlası olmaz. Ancak bebek uyumak isterken onun sinyalini dinlemeyip kendim için öpüp koklamak tabii ki sorun yaratır. Ya da “ben bebeğimin ağlamasına dayanamıyorum” deyip kendi problemimden dolayı en doğal stres atma mekanizmasını bozmak yine sorun yaratır.